Merhaba sevgili arkadaşlar nasılsınız? Ben hiç iyi değilim nedeni ise sokak hayvanları ile ilgili meclisten geçen yasanın çok can sıkıcı olması. Eğitim ile ilgili yazılar yazmak istememe rağmen yazamıyorum çünkü ülke gündemi buna izin vermiyor. Eğitimdeki sorunlar bu ülkede kanayan yaralardan biri ve anlatılacak çok şey var. Son dönemde gündem de sokak hayvanları için çıkan yasa var. Toplumun her kesiminin tepkisini alan bu yasa geriye çekilebilir mi bekleyip göreceğiz.

30 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan oylamadan geçen ve yasalaşan 17 maddelik ‘’160 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi ‘’resmî gazetede yayımlandı. Böylece kanun 2 Ağustostan itibaren yürürlüğe girmiş oldu.

Bu teklife muhalefet kanadından tepkiler geldi ve Anayasa mahkemesine başvurularda bulunuldu. İktidar tarafı bunu her zamanki gibi ciddiye almadı, almayacak yine bildiğini okuyacak. Türk milletinin nasıl bir kaderi varmış, bazen düşünmeden edemiyorum. Her güne bir stres, bir kaosla uyanıyoruz ve sürekli kendimizi anlatmak zorunda kalıyoruz çünkü insanları mutsuz eden bir anlayış ve dayatma ile yönetiliyoruz.

Sokaktaki hayvandan ne istiyorsunuz? Nedir sizin bu çiçekle, böcekle, ağaçla olan kavganız neyin derdi bu? Allah ne diyor;’’ hayvanlar benim sessiz kullarımdır ancak ve ancak hesap zamanı konuşacaklardır’. Nasıl hesap vereceksiniz?

Asıl amaç yerel yönetimleri zor durumda bırakmak olabilir mi?

31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin ezici üstünlüğü ile el değiştiren belediyeler görevi teslim aldıklarından bu tarafa birçok engelle karşılaşmaktadırlar. Bunlardan biri çöp konusu belediyeler işini yapmıyormuş gibi göstermek için çöpler sokaklara dökülüyor. CHP’li belediyeler işçi çıkartıyor söylentileri ve 22 yıldır ödenmeyen SGK borçlarını CHP’ li belediyelere yükleme çabası bu da yetmedi sokak hayvanları kanunu çıkartarak gerilimi tırmandırdılar. Sokak hayvanları bakımı ve barınmasını belediyelere yüklediler. Ekonomik sorunlarla baş etmeye çalışan yurdum insanı bir de bu durumlarla uğraşıyor. Halbuki dünya kocaman herkese yetecek kadar yer var. Ölümü unutmuş, ülkeyi bu hale getiren fanilere büyük üstat Neşet Ertaş ‘ın ‘Yolcu’ türküsünü hatırlatarak yazımı sonlandırıyorum.

Sevgi ile kalın…

 Yolcu

Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyaya gönül verdin mi?
Kimi büyük kim böcek kimi kul
Merak edip hiçbirini sordun mu?
Bunlar neden nedenini sordun mu?
İnsan ölür ama ruhu ölmez
Bunca mahlukat var hiçbiri gülmez
Cehennem azabı zordur çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün mü?
İnsandan doğanlar insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepsi de bu dünyaya gelirler
Ana haktır sen bu sırra erdin mi?
Vade tekmil olup ömrün dolmadan
Emanetçi emanetini almadan
Ömrünün bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin mi?
Garip bülbül gibi feryat ederiz
Cehalet elinde küskün kederiz
Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
Dünya senin vatanın mı yurdun mu?

Neşet Ertaş