Alanya'nın ekonomisinde, herkesin bildiği üzere gelir kaynağı turizm, tarım, inşaat ve ticaret sektörleri üzerine yoğunlaşmış olup özellikle asıl geliri turizm, inşaat ve tarımdır.

Yaklaşık olarak 2000 yılından itibaren Alanya'da yaşamakta olup turizm camiası, inşaat sektörü, medya, kişisel gelişim ve eğitim danışmanlığı yaptığım bu küçük kasabada görmediğimiz, duymadığımız, yaşamadığımız şeyler kalmadı.


Bugün Alanya'nın geldiği sosyolojik yapısı, ekonomik yapısı, ticaret konjonktürü gitgide bana göre bitmek üzere.


Neden mi?

Anlatalım...

Alanya'nın turizm camiasında turizm çalışan emekçilerin birçoğunun parasını alamama, çok fazla mesai ile çalıştırılma, az eleman çok iş felsefesiyle yola çıkan bazı otel sahipleri...

Otelde bir zamanlar şahit olduğum bazı işletmeciler, yeme içme her şey dahil sisteminden dolayı costu yüksek çıkmasın diye arta kalan yemekleri ertesi gün kullanan bir otelcilik anlayışı mı dersiniz? Ucuz et, hindi eti anlayışı, kaçak ürün kullanma anlayışı mı dersiniz? İçecek grubunda dönen hileleri anlatamam bile size.

Ve sonra memnuniyetsiz dönen müşteriler... Tabii ki sonu hüsran. Bu arada yerli turistleri sevmeyen bir Alanya ile karşı karşıyayız. Hani diyorlar ya "Yerli olsun, bizim olsun," hani NERDE?

İnşaat Sektörü Tam Bir HEZEYAN

Bazı inşaat firmalarına da değinmek istiyorum, isimleri bende kalsın.

İşçilerin parasını ödemeyen mi dersiniz, taşeron firmalara hak edişlerini ödemeyen firmalar mı dersiniz? Maddi manevi zarar veren inşaat firmalarına da buradan seslenmek istiyorum:

Bu emekçiler, bu işçiler bir umutla bir geçim kaynağı ihtiyacı ile zaten aldıkları üç kuruşla zaman ve iş yükü ağırlığı ile, güvenlikleri sağlanmadan çalışıyor. Ücretlerini ödemeyen firmalar!

Kanun desek zaten yetersiz. Mahkemeye verseler avukata ödeyecek paraları yok. Nasıl ya, bu kadar vicdansız olabiliyorsunuz?

Siz, Range Rover, BMW arabanıza binecek kadar ya da şoför tutacak kadar zenginken, villanızda yatarken bu insanlar aç ve zavallı bir şekilde sizden gelecek üç kuruşa muhtaç. Yazık sizlere! Vicdanınız ne kadar rahat?

Ama ilahi adalet var, ben inanıyorum.

Tedarikçiler ve Güven Sorunu

Gelelim bazı kendini bilmez tedarikçilere. Onlara da iki çift sözüm var.

Bazı kendini bilmez, sonradan görme tedarikçiler… Ne zamandan beri insanlara yukarıdan bakıyorsunuz? Çalışanlarınızdan tutun da tedarik sağladığınız firmaların parasını alıp malını göndermeyenler… Dolandırıcılık mı dersiniz, gasp mı dersiniz?

Birçok kesim mağdur olmuş durumda. Güven desen yerlerde, diplerde. Artık dışarıdan gelen tedarikçilere güvenilmiyor. Güvenmeyin de zaten!

Bu arada buradaki bazı inşaat yapı malzemeleri satan firmalar fiyatları şişirdikçe şişiriyor. Resmen ümüğüne kadar alıyorlar, dikkatli olunması lazım. Tabii, lütfen almadığınız ürünlerin parasını ödemeyin, benden söylemesi. Faturalarınızı da inceleyin.

Nakit parası olmadığı için çeklerle fark koyan firmalar... Siz tefeci misiniz? Hani faiz haramdı? İnsanlık neydi, biri bana da anlatsın!

Son Söz

Herkese söylemek istediğim, insanlık adına bir çağrıdır: İnsanlıktan çıkmayın. Mayanız bozulmak üzere, benden demesi...

Devamı Haftaya….

Sevgiyle kalın.

NLP Uzmanı ve Kişisel Gelişimci

Yaşam Koçu

Devrim İnal