Her ne kadar düşen takım hüviyeti kazansa da Hatay’ın, Kayseri ve özellikle Bodrum’un yapılan müdahalelerle kendine gelmesi ve bir ivme kazanması beklenilen puan barajını 2-3 puan yukarı çekti bile. Son 6 maçta 5 mağlubiyet alan takımımız da bu sebeplerle sıcağı fazlasıylahissetmeye başladı. Adana Demirspor maçını da 0-2’den çevirmeyi başarmış olmasak bugün kim bilir neler konuşur ve yazıyor olurduk.
Puan anlamında bu kötü dönemin ikinci bir sebebi de evimizdeki son iki maçımızı şampiyonluk adayları ile oynamamız oldu. İçeride Sami Hoca yönetiminde puan bile kaybetmemiş bir takım iken iki büyük takımla oynamamız ve son üç deplasmandan puan çıkaramamamız bugünkü tatsız faturanın detayları.
Her galibiyetin 2-3 sırayı değiştirdiği ligde alınacak her puanın da galibiyet kadar önemli olduğunu da hatırlayarak ‘yenemiyorsan yenilme’ opsiyonunu gözeteceğiz, gözetmeliyiz. Bununla birlikte kart cezaları ve sakatlıktan da mümkün olduğunca kaçınmamız gerekiyor -ki kulübeden katkı alacak geniş bir kadroya maalesef sahip değiliz.
Biz, evimizdeki gücümüzü ve yaptıklarımızı tekrar hatırlayarak ve hatırlatarak bu cendereden birlikte çıkacağız. Taraftarıyla bambaşka bir ruha bürünen bu takım içeride rakiplerini yenecek ve ‘bu hafta kim kiminle oynuyor, hangi takım nerede nasıl puan kaybeder’ hesabı yapmayacak; çünkü beklediğimiz puanları almadıkça tüm senaryo lehimize gelişse de bu ligde kalamayız.
Şanslı olduğumuz şey bu düşüşü daha geç de yaşayabilirdik; bir silkinme yaşayacağımıza, asıl ve en önemli periyot olan Nisan-Mayıs aylarında içeride oynayacağımız 5 maçtan maksimum puanı çıkaracağımıza ve bu lige tutunacağımıza inanıyorum, tabi taraftarımızla…
