UZAY ENKAZININ KAYNAĞI İNCELENİYOR
Kenya Uzay Ajansı, düşen enkazın bir uzay aracına ait olabileceğini belirtirken, bir başka senaryo ise düşen devasa parçaların bir roketin ayrılma aşamasından kalma bir parça olduğunu yönünde. Uzay enkazlarının çoğu, atmosfere giriş sırasında yanarak yok oluyor ya da okyanus gibi ıssız bölgelere düşüyor. Ancak her zaman bu tür düşüşler güvenli olmuyor. 2024'te, SpaceX'e ait bir enkaz parçası, Kuzey Karolina'daki bir yürüyüş parkuruna düşmüştü. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden Jonathan McDowell, "Eğer o enkaz bir kişinin üzerine düşseydi, kesinlikle ölümcül olurdu" diyerek bu tehlikenin ciddiyetini vurguladı.
UZAY FAALİYETLERİ ARTTIKÇA RİSKLER BÜYÜYOR
Son yıllarda, uzaya gönderilen roket ve uydu sayısındaki artış, uzay enkazı tehlikesini de beraberinde getiriyor. 1950'lerden bu yana uzaya yapılan fırlatmalar hızla arttı. 2008-2017 yılları arasında yılda ortalama 82 fırlatma yapılırken, 2018-2022 döneminde bu sayı 130'a yükseldi. 2024 yılı ise 250 fırlatma ile yeni bir rekor kırdı.
UZAY KİRLİLİĞİNE KARŞI ACİL ÖNLEMLER GEREKİYOR
Uzayda milyonlarca küçük enkaz, Dünya'nın yörüngesinde hızla hareket ediyor. Bu durum, hem yeryüzünde hem de uzayda ciddi tehlikeler yaratıyor. Amerikan Jeofizik Birliği toplantısında konuşan fizikçi Thomas Berger, bu enkazların "durdurulamaz bir zincirleme çarpışmaya yol açarak uzayın tamamen kullanılamaz hale gelmesine neden olabileceği" uyarısında bulundu. Artan uzay faaliyetleri, uzay kirliliğini daha da büyütürken, bu olay küresel çapta uzay faaliyetlerinin denetim altına alınması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.