TEK HATADAN...

Bir bakıma tam da Anadolu takımlarının isteyeceği kıvamda, mental anlamda düşünceli, kondisyon bakımından da yorgun/yorulacak bir takım olacaktı karşımızda...

Rotasyonsuz, ideale yakın bir 11'le çıkan Galatasaray'ı ancak böyle yakalayabilir ve maçın sonunda puanı cebimize koyabilirdik. Fakat diğer bir yandan da hem ligin lideri hem de son iki maçta ciddi geri dönüşlerle yaşanılan puan kayıpları sonrası şiddetle üç puana ihtiyacı olan bir takımdı karşımızdaki. Oyunun başında presle maçı koparma isteğine kalecimiz Ertuğrul ile izin vermedik. Fakat kusursuz bir uzun pas ve gerçekten usta işi bir bitiricilik ile -ki Hadergjonaj biraz dikkatli olsa ofsaytla iptal edilecekti, geriye düşmekten kurtulamadık. Sık yapılması beklenen bu rakip varyasyona kolay teslim olmamalıydık. Rakibin form olarak en önemli tehdidi Yunus'un bu koşularına kusursuz cevap veremeyince geriye düşmek kaçınılmaz oldu. Yine de 1-0'la maçın son bölümüne girmek de bizim için bir tercihti. Zira rakip özellikle kondisyon anlamında maçın sonunu getiremedi. Biz de son yarımda ileride tehdit üretmeye başladık. Tek net fırsatımızı son dakikalarda bulabildik ve maalesef yararlanamadık. Maçın sonunda biraz daha cesur ve becerikli olabilseydik puanı koparabilirdik.


Gelelim maçın kader anına. 10'uncu dakikada rakip 10 numarası Mertens'in Augusto'ya bile isteye net şekilde dirsek atmasını değerlendirmeyen hakem 4'lüsü ve stüdyodaki VAR hakemleri maçın kaderine net bir şekilde tesir ettiler. Maalesef bu da bambaşka bir senaryoyu yaşamamıza engel oldu.  Netice olarak rakip pozisyonlar bulsa da beklenen futboluyla değil isteği ve etki gücüyle galip geldi. Biz ise konumumuzu muhafaza etmek için milli aradan sonra evimizde oynayacağımız Kasımpaşa ve Antalya maçlarıyla tekrar çıkışa geçmeliyiz. 8 kurtarışla maçın oyuncusu olan Ertuğrul'u da tebrik edelim.