"Hapşırırken kalbimiz durur" şeklinde yaygın bir inanış vardır, hatta bu yüzden hapşıran kişiye "Çok yaşa!" demek gelenek haline gelmiştir. Ancak bu inanışın bilimsel bir temeli yoktur. Hapşırma sırasında kalp, çalışmasını anlık olarak bile durdurmaz. Yani, hapşırmak kalbin işleyişini etkilemez. Amerikan Kardiyoloji Koleji'nin eski başkanı Prof. Dr. Richard Conti, hapşırma sırasında yaşanan hislerin, "kalbin teklemesi" gibi algılanmasına yol açabileceğini ve bu mitin buradan türediğini belirtmektedir.
Hapşırma Nedir ve Nasıl Gerçekleşir?
Hapşırma, vücudun savunma mekanizmalarından biridir. Genellikle burundaki sinir uçlarının rahatsız edici bir madde tarafından uyarılması sonucu gerçekleşir. Beyin, bu durumu burnun içindeki bir yabancı maddeyi temizleme gereği olarak yorumlar ve hapşırma refleksi başlar. Derin nefes alındıktan sonra, göğüs kafesi gerilir, akciğer basıncı yükselir ve vücut güçlü bir nefes verme refleksi ile rahatsız edici maddeyi dışarı atmaya çalışır.
Gözler Neden Kapanır?
Hapşırma sırasında gözlerimizin kapanması da bir başka merak konusudur. Bilim insanları bunun tam sebebini bilmeseler de, Dr. Bonnie Henderson bu refleksin ağızdan ve burundan çıkan mikroorganizmalardan gözleri korumak için gerçekleştiğini öne sürmektedir. Bununla birlikte, diğer bilim insanları gözlerin kapanmasının kasların genel bir refleksi olduğunu düşünmektedir.
Sonuç: Hapşırırken Kalbimiz Durmuyor
Bilimsel araştırmalara göre hapşırma sırasında kalbin durduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Kalp, hapşırma sürecinde çalışmaya devam eder. "Çok yaşa!" denmesinin kökeni ise bu eski mitlerden ve halk inanışlarından gelmektedir, ancak hapşırma sırasında kalp durmaz, sadece güçlü kasılmalar ve basınç değişimleri yaşanır.